Bir yandan korkun bir yandan umudun varsa iki kanatlı olursun, tek kanatla uçulmaz zaten.
Mevlânâ
Gotik edebiyatın en büyük eserlerinden Operadaki Hayalet’in tüylerimizi ürperten edebi çekiciliğinin nedeni, bir hayaleti değil vahşete dönüşen bir aşkı anlatıyor olması ve bunu yaparken okurları da tıpkı bir hayalet gibi hep arafta bırakması.Paris Operası’ndaki herkesi ürküten hayalet söylentisi, opera sanatçısı Christine Daae’nin kayboluşu ile büyük bir trajediye dönüşür… Operadaki Hayalet ‘gerçek’ bir başyapıt.
‘Şunu bil ki, tepeden tırnağa ölümden yaratıldım ben… ve seni seven, sana tapan ve seni asla ama asla terk etmeyecek olan bu kişi aslında bir ceset!’
Yazar hakkında
1868 yılında Paris’de doğan yazar ve gazeteci Gaston Leroux, hukuk eğitimi almıştır. En ünlü eseri Operadaki Hayalet’i 1910 yılında Palais Garnier Opera Binası’ndan esinlenerek yazmış olan Gaston Leroux bir yandan da Sarı Odanın Esrarı gibi polisiye romanlarıyla da çok sevilir.
Andrew Lloyd Webber tarafından müzikali de yapılan Operadaki Hayalet pek çok kez sinema ve tiyatroya da uyarlanmıştır.